Çocukluk ile yetişkinlik arasında bir geçiş dönemi olarak tanımlanan ergenlik, fizyolojik, psikolojik, sosyal alanlarda büyüme ve olgunlaşmayla ilgili en yoğun değişimleri içeren yaşam dönemlerinden biridir. Ergen bireyin yaşadığı değişimlere uyum sağlarken aynı zamanda gerçekleştirmesi gereken bazı gelişim evreleri de bulunmaktadır. Böylece bunların başarıyla tamamlanmasıyla kendine ait özel bir kimlik kazanarak yetişkinlik dönemine geçebilir. Ergenlik dönemi 15-25 yaş dilimleri arasında yaşanan bir süreçtir; kızlarda ortalama 10-12, erkeklerde 12-14 yaşları arasında başlar. Bu dönemde kazanılması gereken en önemli yeti, bireyin ailesinden duygusal olarak bağımsız olması, ayrışıp bireyselleşebilmesi, kendi seçimlerini kendisi yapabilecek hale gelerek bağımsızlığını kazanabilmelidir. Ergenlik döneminde birey artık ne çocuktur ne de yetişkindir. Ben kimim sorusuna cevap aramaktadır, bu sebeple de kendisine en uygun olan kimliği edinebilmek için birçok kimlik ve rolü dener. Bu dönemde kimlik arayışı sırasında farklı kişiliklerle özdeşim kurmaya yönelme sıkça görülür. Ergen, ailesinin değerlerinden uzaklaşarak kendi değerlerini ve yaşam felsefesini oluşturmaya çalışır. Artık ergen birey için aile ve onun önceliğinden ziyade arkadaşlar ve gruplar öncelik kazanır. Ergenin bedeninde olduğu kadar duygularında ve isteklerinde de hızlı değişimler görülür. Bu süreçte ergenin istekleri ile ailenin tutumları ve toplumun değerleri ve beklentileride çatışabilir. Kimlik karmaşasının ağır ve bunalımlı olması durumunda ergen olumsuz kimlik denemelerinde de bulunabilir; onun için hiçbir şey olmamaya karşın kötü bir şey olmak da söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda uyum bozuklukları, aşırı uçlara sapmalar, depresif duygudurum, panik bozukluk ve yetersizlik gözlenebilir.
ERGENLİKTE DAVRANIŞ PROBLEMLERİ
Ergenlik döneminde bağımsızlığa duyulan ihtiyaç artışından ve cinsel uyanıştan kaynaklanan bireysel ve toplumsal uyum sürecinde problemler yaşanması olası bir dönemdir. Ancak bu dönemde yaşanan problemler şiddetli, süreklilik kazanmış ve ergenin başarılı bir kimlik oluşturmasına engel olacak nitelikte ise bu noktada davranış bozukluklarından söz edilebilir. Ergen birey hem yaşadığı değişikliklere uyum sağlamaya çalışmakta hem de yeni ilgilere yönelmekte, toplumun değer yargıları ve ailesinin tutumu arasında bir sorgulama sürecinden geçmekte ve bulduğu cevaplara göre kendi bağımsız kimliğini oluşturma çabasındadır. Ergenin bağımsızlık isteği ve kendi kararlarını alıp, bu kararların sonuçlarını kabul etme isteği, bir ucu saldırganlığa, diğer ucu bağımlı bir kişilik yapısına kadar gidebilen bir dağılım gösterebilmektedir. Saldırganlık, karşıt olmak ve yalan söylemek gibi kabul edilemeyen davranışlar devamlılık kazandığında, bu durum geçici bir ergenlik dönemi krizi değil, daha kalıcı bir yapılanma kazanmış demektir. Ergenlik dönemindeki davranış bozuklukları kendini en belirgin şekilde okul ortamında uyum problemleriyle göstermektedir;dersleri ve okulu asma, okuldan kaçma, kuralları çiğneme, eşyalara ve diğerlerine zarar verme, kavga çıkarma, öğretmenlerine ve okul yönetimine karşı çıkma, disiplin suçları işleme gibi durumları tekrarlama. Özelliklede ebeveynlerin aşırı derecede otoriter bir tutum içerisinde olmaları ya da aksi yönde çok ilgisiz ve ihmalkâr tutumları bu uyum sorunlarını madde kullanımı, kaygı, depresyon ya da fobi gibi ruhsal problemler, öğrenme güçlükleri,dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, suça yönelik davranışlar, evden kaçma ve intihar gibi sorunlara kadar ulaşabilmektedir. Bu dönemdeki davranışsal problemler erken fark edilip gerekli önlemler alınmazsa yetişkinlik döneminde kişilik bozukluğu olarak ortaya çıkabilmektedir.
BU DÖNEMDE NELER YAPILMALI
Ebeveynler çocuklarının içinde bulunduğu döneme karşı daha bilinçli ve daha anlayışlı yaklaşmalıdır.
Ergenin bağımsız olma ve kendine ait bir kimlik kazanma çabasına saygı duyulmalı ve desteklenmelidir.
Kendi kimliğini bulmada kızlar annelerini, erkekler babalarını model alırlar; bu nedenle çocuğunuz için güzel örnek teşkil edin.
Tutarlı ve demokratik ebeveyn tutumuna sahip olmakçok önemlidir.
Tamamen farklı görüşte olsanız dahi, çocuğunuzu her koşulda dinleyin.
Yorumlarınızı ergen çocuğunuzun kişiliğine yönelik olarak değil, davranışlarına odaklanarak yapın.
Bu dönemde ergenin görünümü ya da davranışları sizi rahatsız edebilir, sürekli olarak onu eleştirmekten kaçının.
Düşüncelerinizi, neyi ve neden tasvip etmediğinizi açıklayarak ifade edin.
Sizinle aynı görüşte olmasını beklemeyin, onun da sizden farklı görüşte olma hakkına saygı duyun.
Sürekli olarak nutuk çekmekten ve öğüt vermekten kaçının.
Ergen birey için arkadaşlar çok önemlidir. Arkadaşları eleştirilmemeli, ebeveyn bu konuda ergenin arkadaşlarını tanıma yoluna gitmelidir, tanımadan eleştirmek, ergenin, ebeveynini haksız bulup suçlamasına yol açar.
Takdir edin, ilgilenin ve sevginizi her koşulda uygun biçimde gösterin. Bu dönemde ergenin dikkat çekme, fark edilmeve takdir edilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde karşılayamayan ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını gidermeye çalışabilir.
Ergenin yalnız kalma isteği bu dönemde artar. Odasına çekilmek ve yalnız kalmak istediğini söylediğinde, ciddi bir sorunu olduğu düşünüp kaygılanmayın.
Ergenlik dönemi eğer çatışmalı, gergin ve sorunlu davranış problemleriyle geçiyorsa mutlaka bir uzmandan destek alın.